50 yılı bir geceye sığdırdı

Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülür?! Nasıl bir kültürdür Bozkır..! Konuyu çok uzattık, uzatırken kendi genel kültürümden değil Halk deyimiyle Google amcadan alıntılar yaptık. Keşke bu konular üzerine eğitim alsaydık ve ya kendimizi geliştirseydik. Dün akşam yani kurtuluşumuzun 97. Yılında sadece Edip Akbayram konseri değil bir sanat belgeseli dinledik. Yarın Tarih Türkü Akbayram'dan bahsederken ilk sahneye Torbalı'da çıktı diyecek. Bana göre bu bir belgeseldi. Benim ikinci Edip Akbayram Konserimdi. Yanılmıyorsan 1993 yılında Selçuk’ta bir konserini izlemiştim. Haliyle eve geç gitmiş ve abimden fırça yemiştim. O gün abim bana senin ne işin var o komünistin konserinde? İlerleyen günlerde Ozan Arif veya Aşık Sefai’nin konseri olacak İzmir’de seni oraya götüreceğim demişti. Ozan Arif, Aşık Sefai ve Mustafa Öztunç’un konserlerini de izledim. Aşık Sefai’nin “Ayşem” şarkısındaki ki sözler aslında siyaset değil sanattır. Sanat değil siyaset dersek Aleyna Tilki’yi pop star ilan ederiz Kimi Anna’ya, Bella’ya, kimiMaria’ya Kimi de kızıl saçlı Nataşa’ya yazdı Oysa ben bir Türk yiğidiyim Türk' e sevdalı olduğum için Ayşem sana yazıyorum... Yıl 2019 var mı eski şarkılar eski sözler. Ancak biz sanatı da siyasallaştırdık. 7 EYLÜL TORBALI’NIN BAYRAMIDIR Kurtuluş şenlikleri Torbalı’nın bayramıdır bu etkinlikleri yapmak ise belediyenin asli görevidir. Keşke bir hafta boyunca konserler olsaydı farklı sanatçılar gelseydi. Tiyatrolar olsaydı ancak sanata ve sanatçıya ilgi o kadar sıradanlaştı ve sanatçılar o kadar çok para istiyorlar ki bu bayramı yaşamak külfetli oluyor. Paneller olsaydı düşünürler olsaydı ufkumuzu açmak sanata olan ilginin artmasını sağlasaydık. Torbalı’da benim bildiğim kadarıyla 7 Eylül’ün bayram tadında geçmesi için ilk adımı atan Ertan Ünver’dir. Hasan Karatoklu ise bunu devam ettirdi. Şimdi ise eski tadına kavuşması için İsmail Uygur adımlar atıyor. Basketbol, koşu, bisitlet ve atıcılık yarışması ile sportif etkinliklerin yanı sıra açık hava sineması ile nostaljik geceler yaşadık. Eski Anadol araba torbalı sokaklarında gezdi. Renkli ampüller altında çimlerde huzur gazozu ile bana göre Türk Sinemasının duayen sanatçılarını izledik. Atatürk Mahallesinde tarihte ilk olan Sıra gecesi gibi bir etkinliğe imza atıldı. Demek istediğim sanata ve sanatçıya önem vermezsek ezberlerimizde olan Türkü ve ezgilerin yerini rap, hiphop ve elektro müzikler alacak ve bizler gittikçe asimile olacağız. Not: Bugünün şartlarında bir nesil sanatla uğraşmıyor spora ilgi duymuyor ve yüzme bilmiyorsa bunun sorumluluğu aile kadar belediye yönetiminindir. Dip not: Aşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek biziz ve biz bu değerlere sahip çıkmak yerine ayrıştırmaya devam edersek. İlerleyen günlerde özbenliğimizden de uzaklaşmış olacağız. Tüm bunların yaşaması ve ayakta kalması için saygı, sevgi, kardeşlik ve vatan sevgimizden asla taviz vermemeliyiz.