Belediye Anonsları!

Belediye Anonsları! Heyecanımı kaybettim, bulanların zabıta müdürlüğüne… ‘2 kilo kedi maması kaybolmuştur, bulanların zabıta müdürlüğüne başvurması önemle rica olunur.’ ‘Vurguncular, Vurguncular BKM sinemasında’, ‘İki kulağı, iki gözü, 4 de ayağı bulunan bir köpek kaybolmuştur’… ‘Hey aslanım, neler diyorsun? Askerlik sana yaramamış’ dediklerinizi duyar gibiyim. Neden mi bahsediyorum? Tabi ki belediye anonslarından. Her seferinde büyüdüğümüzü ifade eden bir belediyenin, vatandaşa ulaşmak için kullandığı tek araç her caddede bulunan anons hoparlörleri. Yıl 2018, üstelik 3 milyonu aşkın bir de reklam, ilan giderimiz var. Kaybolan çocuk ve vefat ilanlarını anladık da kaybolan kırmızı renkli cüzdan, bir yerde unutulan telefon ya da bir yerde olması gerekip de o an olmayan vatandaşın anonsu da nedir? Yakında belediyenin çıkıp, ‘Heyecanımızı kaybettik’ demesinden korkuyorum. 170 bin insana dün ne dinletildi biliyor musunuz? -Sayın Hüseyin Kaba belediyeden bekleniyorsunuz. Yetmedi bir daha tekrar edildi -Sayın Hüseyin Kaba belediyeden bekleniyorsunuz. Hoş bu da iyi, çok geçmeden -Kırmızı renkli bayan cüzdanı kaybolmuştur. Denildi. Geçtiğimiz günlerde de ulaşılamayan bir muhtar anons edildi. Teknoloji çağında kadının biri çıkıp, ‘Burası Torbalı Belediyesi ilan ve yayın bürosu. İlan’ deyip muhtarın ismini belirtip beklendiğini söyledi. Ah be güzel ablam suç sende değil biliyorum, suç Torbalı’yı hala kasaba gibi görüp, o politikalarla yönetmeye çalışan vizyonda. Dün Ticaret Odası’nda çok özel bir program vardı. 60 işveren, işsizlerle buluşacaktı, saat 10.00’da. Oda’nın talebi üzerine belediye anons etti. Kaçta biliyor musunuz? 09.50’de. Yani 10 dakika sonra başlayacak olan böylesine önemli bir programa belediye anca 10 dakika kala yer verebildi. İşlerin yoğunluğundan mı yoksa program sahibinin Ticaret Odası olmasından mıdır bu aksaklık bilmem ama mağdur olan yine vatandaş oldu elbet… Bakınız tam 5 yıl önce, komşu ilçemiz Ödemiş, anons sistemini kaldırdı. Neden mi? Vatandaş rahatsız oluyormuş. Bize sorulmadı bile, oysa hoparlöre yakınlığı nedeniyle evini satan insan var bu memlekette. Cuma ve mübarek günlerde sayısız kutlamanın yayınlandığı anons sistemi belde belediyelerinde bile artık terk edilmiş. Bakınız hizmet götürmeyi unuttuğunuz Yazıbaşı’da bile anons sistemi, iş ilanları gibi vatandaşın yararına olan işler için kullanılıyor. Ulaşamadığınız Hüseyin Kaba için siz neden tüm ilçeyi rahatsız etme yetkisine sahip olduğunu düşünüyorsunuz ki? Bakın, çağa uyan birçok belediye, artık bu hoparlörleri duyurularda kullanarak, şehirlerde zaten fazlasıyla herkesi rahatsız etmeye başlayan “Ses Kirliliği” olayını önlemeye başladılar… Çok ani salgın hastalık, savaş, terör, yangın, deprem, su baskını, su kesintileri, seçim bildirileri gibi konular dışında, çok lüzum olmadıkça bu ‘ses düzeni’ kullanılmıyor… Ya ne yapıyorlar? zaten herkesin cep telefonu veya interneti olduğundan, çağdaş internet ileti düzenini kurmuşlar, bilgisayar ve cep telefonlarına attıkları iletilerle, bu duyuruları halka ulaştırıyorlar… Neymiş efendim; pazar yerinde biri torbasını kaybetmiş, biri saatini-kimliğini-anahtarını-cep telefonunu düşürmüş, birileri kuşunu-kedisini-köpeğini-oğlağını kaybetmiş, biri arabasını yanlış yere park etmiş, biri bisikletini çaldırmış, koşuyor belediyeye hemen anons ettiriyor. Belediye, ‘Hemen’ diyor büyük bir hizmet aşkıyla! İyi de kardeşim, senin bir pazar çantan, bir anahtarın, bir kimliğin kaybolduysa; merkezde yaşayan tam 120 bin insanı bu konu niye ilgilendirsin! Ederi ne bunların? Bunlar için 120 bin kişi senin bu kayıp anonsunu dinlemek zorundalar mı?  Bu haberleşme işleri çok eskilerde dumanla, aynayla, elçilerle, havaya ateş açarak, kaleden kaleye bayrak sallayarak, ıslıkla, güvercinlerle, borazanlarla filân yapılırdı… Osmanlıda ise, saraydan gelen emirler, halka davul-zurna eşliğinde ve atlı tellallar ile yapılırdı: Gür seslilerden seçilen tellallar; “Eyy ahali, duyduk-duymadık demeyin; Padişah efendimiz bu fermanla emir buyurdular ki…” diye başlar, emre uymayanların boyunlarının vurulacağı tehdidiyle biterdi… Okuma-yazma bilenler çoğaldıkça, bu işler mektup ve gazetelerle yapıldı… Daha sonra telgraf, telefon, hoparlörler, radyo, faks kullanıldı… Şimdi de cep telefonu ve internet ile bu işler görülüyor… Ha madem illa eski yöntemler bakacağız, o halde bayrak sallayalım, ya da aynayla haberleşelim. Hüseyin Kaba mı çağırılacak? Onun evini tespit edip, belediye üzerine bir personel çıkarıp, güneş yardımıyla aynayı o eve tutup, Kaba’nın hangi yöne gelmesi gerektiğini ayna hareketleriyle belirtelim. Ha evi tespit için de adrese dayalı nüfus sistemini kullanalım, şimdi kalkıp onun için ‘Hüseyin Kaba’nın evini bilenler belediyeye koşsun’ şeklinde anonsta bulunmayalım, yoksa en başa dönmüş oluruz…