Yılbaşı gecesi nasıl beslenmeli?

Yılbaşı gecesi, sevdiklerimizle bir araya gelip uzun sofralar kurduğumuz özel zamanlardan biri. Ancak kontrolsüz tüketilen ağır ve kalorisi yüksek yiyecekler, yeni yıla mide sorunları ve halsizlikle girmemize neden olabiliyor. Uzmanlar, yılbaşı gecesinde hem keyiften hem de sağlıktan ödün vermeden beslenmenin mümkün olduğuna dikkat çekiyor Uzman Diyetisyen Elif Dila İmançer, yeni yıl akşamı kurulan sofralarda dikkat edilmesi gerekenleri kalem kalem sıraladı.
“DENGELİ TERCİHLERLE SOFRANIN TADINI ÇIKARMALIYIZ”
Dengeli bir yılbaşı sofrası tercih edilmesi gerektiğini belirten İmançer, Yeni bir yılı karşıladığımız akşam, çoğumuz için sevdiklerimizle aynı sofrada uzun sohbetler eşliğinde vakit geçirmek anlamına geliyor. Bu özel geceye günler öncesinden özenle planlanan menüler, sevilen tatlar ve paylaşım duygusu eşlik ediyor. Böyle bir atmosferde “şunu yememeliyim, buna dikkat etmeliyim” gibi kısıtlayıcı söylemler keyif kaçırıcı olabiliyor. Oysa yılbaşı akşamı, yediklerimizle ilgili suçluluk hissetmeden, dengeli tercihlerle sofranın tadını çıkarabileceğimiz bir zaman dilimi olmalı” dedi.
YILBAŞI GÜNÜ NELER TÜKETİLMELİ?
Yılbaşı günü tüketilmesi gereken besinler ile ilgili konuşan İmançer, “Bu özel gecede, hem sofradan keyif alıp hem de yeni yıla daha iyi hislerle başlamak için küçük ama etkili beslenme önerileriyle ilerlemek mümkün. Öncelikle yılbaşı günü “akşam nasıl olsa fazla yiyeceğim” düşüncesiyle öğün atlamak ya da gün boyu alınması gereken enerjinin çok azını almak, akşam saatlerinde kontrolsüz yeme davranışına zemin hazırlayabilir. Güne protein, sağlıklı yağ ve lif içeren bir kahvaltı ile başlamak ve gün ortasında da benzer içeriğe sahip öğün planlamak akşam yemeğinde porsiyon kontrolünü kolaylaştıracaktır. Örneğin kahvaltıda yumurta, lor peyniri, ceviz içeren bol yeşillikli bir salata tercih edilebilir. Ara öğün olarak ise kefir veya yoğurt yanına çiğ badem, fındık gibi bir yağlı tohum eklemesi yapılabilir.
Yılbaşı geceleri genellikle uzun sürdüğü için yavaş yemek ve iyi çiğnemek sindirim sisteminin yükünü hafifletecektir. Sofraya zeytinyağı ile hazırlanmış sebzelerden oluşan mezeler ve küçük bir kase çorba ile başlamak iyi bir seçenek olabilir. Kısa sohbet aralarından sonra ana yemek olarak fırında pişirilmiş hindi eti, düşük doymuş yağ içeriğiyle dengeli bir tercih sunar. Pilav tüketilecekse, aynı öğünde ekmek, patates veya kestane gibi diğer karbonhidrat kaynaklarını sınırlamak ya da tadımlık porsiyonlarla kontrolü sağlamak daha dengeli olacaktır. Yiyecekleri pişirme usulü olarak ise haşlama, ızgara veya buharda pişirme yöntemleri daha iyi alternatifler olarak tercih edilebilir” ifadesini kullandı.
“DÜŞÜK ALKOL İÇEREN ŞARAP VEYA BİRA TERCİH EDİLEBİLİR”
Alkol tercihlerinde düşük alkollü ürünlerin tüketilmesi gerektiğini belirten İmançer, “Tatlı tercihlerinde ise meyve tabanlı ya da sütlü tatlılara yönelmek geceyi daha hafif tamamlamaya yardımcı olur. Kabak veya armut tatlısı gibi cevizle zenginleştirilmiş meyve tatlıları bu noktada iyi bir alternatiftir. Gece boyunca atıştırma ihtiyacı devam ederse, yüksek yağ ve tuz içeren paketli ürünler yerine ince doğranmış taze sebze ve meyveler veya çiğ kuruyemişler tercih edilebilir. Meze veya ana yemek için hazırlanacak soslarda mayonez yerine yoğurt ve peynir bazlı, baharatlarla tatlandırılmış seçenekler kullanılabilir. Alkol tüketimi söz konusuysa, alkol oranı yüksek içkiler yerine daha düşük alkol içeren şarap veya bira gibi seçenekler tercih edilebilir. Yemek sonrasında ise sindirimi desteklemek amacıyla papatya, rezene, melisa veya adaçayı gibi bitki çaylarından yararlanılabilir” açıklamasında bulundu.
“RUTİN BESLENME DÜZENİNE GERİ DÖNÜLMELİDİR”
Yılbaşı gecesinin ardından beslenme düzenine nasıl devam edilmesi gerektiğini anlatan İmançer, “Yılbaşı gecesinin ardından, 1 Ocak dahil olmak üzere özel gün sonrasında yapılması gereken en sağlıklı yaklaşım, o gecenin orada kaldığını kabul ederek rutin beslenme düzenine geri dönmektir. Suçluluk duygusuyla ertesi gün aç kalmak ya da kendini cezalandırmak, uzun vadede sağlıklı olmayan yeme davranışlarına yol açabilir. Bunun yerine, birkaç gün ana öğünlerde bitki ağırlıklı menüler planlamak, C vitamini ve potasyum yönünden zengin ıspanak, roka gibi yeşil yapraklı sebzeler ile kırmızı ve turuncu renkli diğer sebze-meyvelere yer vermek, yeterli su içmek ve günü hafif egzersizle desteklemek yeterli olacaktır” şeklinde konuştu.
KRONİK HASTALIĞI OLANLAR NELERE DİKKAT ETMELİ?
Kronik hastalığı olan bireyler için hatırlatmalarda bulunan İmançer sözlerini şöyle tamamladı:
“Gastrit, reflü veya ülser gibi mide problemleri olan kişilerin kızartmalardan, yoğun salçalı yemeklerden ve alkollü içeceklerden uzak durması önemlidir. Aşırı çay ve kahve tüketimi de bu grupta şikâyetleri artırabilir. Hipertansiyon hastaları tuzlu atıştırmalıklar ve salamura gıdaları sınırlamalıdır. Diyabeti olan bireyler ise aşırı karbonhidrat tüketimine dikkat etmeli, tercihini lif içeriği yüksek karbonhidratlardan yana kullanmalı ve işlenmiş şeker ve tuz içeren gıdalar konusunda temkinli olmalıdır”