Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan “Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar”, 21 Ekim 2024 tarihinde yayımlanmış, ilaçta euro kuru yüzde 23,5 artışla 17,54 liradan 21,67 liraya çıkarılmıştı. O zaman piyasada euro, 34,30 liraydı. Ancak bugün itibariyle ilaçta euro kuru 21,67 lira olarak geçerliliğini sürdürürken gerçek euro da 47 liraya dayandı. Euroda 13 liralık artış olurken, ilaçta euro kurunun yerinde sayması nedeniyle eczane raflarında bulunmayan ilaçların sayısında artış oldu.

Hobi Bahçesi Dolandırıcılığında Bir Tutuklama, Üç Ev Hapsi
Hobi Bahçesi Dolandırıcılığında Bir Tutuklama, Üç Ev Hapsi
İçeriği Görüntüle

KUR FARKI, YÜZDE 50’DEN YÜZDE 35’E KADAR GERİLEDİ

Bazı ilaçların, belli dönemlerde piyasadan çekildiğini ancak bu seferki yokluğun ilaç kurundaki aşırı fark yüzünden tavan yaptığını belirten İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “Gerçek euro 47 lirayken ilaç kuru 21,67’de tutuluyorsa, özellikle yapancı ilaç üreticisi firmaların piyasaya ilaç vermesini beklenemez. O zaman firmanın para kazanmayı bırakıp hayır işi yapması lazım. Sonuçta ilaç firmaları, birer hayır kurumu değil ki” ifadesini kullandı. Vatandaşın ilaç bulamadığını, sıkıntıyı hastalarla birlikte eczacıların çektiğini anlatan Başkan Sayılkan, aradaki farkın yüzde 50 civarındayken yüzde 35’e gerilediğine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:

HASTALARIMIZ İÇİN YANA YAKILA İLAÇ ARIYORUZ

“İthal ilaçların yarıya yakını piyasada yok. Yabancı ilaç üreticisi euro 47 lirayken, 21.67 kur üzerinden ilaç verir mi? Haliyle vatandaş ilaç bulamıyor, sıkıntısını biz eczacılar da çekiyoruz. Whatsapp grubu kurduk, tüm eczacı arkadaşları gruba dahil ettik. Hepimiz zorda kalan hastalar için gruptan anons yapıyoruz, falanca ilaç kimde var, diye soruyoruz. Kimde varsa, hastayı oraya yönlendiriyoruz. Görevlerimiz arasına, hastalarımızın ihtiyaç duyduğu ilaçları aramak da girdi. Tüp bebek ilaçları, kanser ilaçları, bugünlerde neredeyse hiç bulunmayan ilaçlar. İthal kanser ilaçları ve organ nakli ilaçlarını da bulmak pek mümkün değil.”

BU DURUMA EN ÇOK SES ÇIKARMASI GEREKEN İLAÇ FİRMALARI NEDEN SESSİZ?

Bu sistemin bugünkü koşullarda sürdürülebilirliğinin mümkün olmadığını dile getiren Başkan Sayılkan, “Bu böyle gitmez. Lastik bir yerde patlayacak. Çünkü bunun sürdürülebilirliği yok. İlaçta euro kuru, gerçek euro kuru ile yüzde 50 civarı olurdu, bugün yüzde 35’e düştü. Yüzde 65 zararla hiçbir ilaç üreticisi, piyasaya ilaç sürmez. Bu duruma en çok ses çıkarması gereken ilaç firmalarının sessizliği dikkat çekicidir. Biz eczacılar konuştukça, sanki biz zam istiyormuşuz gibi algı oluşuyor. Oysa bizim derdimiz zam değil, kaldı ki ilaca zam yapıldıkça bizim kazancımız düşüyor. Bizim derdimiz, hastalarımızın aradıkları ilaçları temin edip reçeteleri düzenleyebilmek” diye konuştu.

ECZACILAR NEDEN YOK SAYILIYOR, GÖRMEZLİKTEN GELİNİYOR, ANLAYAMIYORUZ

Eczanelerin işletme giderlerinin aşırı arttığını, kazanç oranlarının düşürüldüğünü hatırlatan Başkan Sayılkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eczanelere destek, teşvik anlamında, ilaç alım satımı dışında vergi muafiyeti, teşvik primi gibi yardım edilmeli. Çünkü işletme giderlerimiz artarken, gelirimiz azaldı. Eğer böyle bir düzenleme olmazsa, yakın bir gelecekte, birkaç yıl içerisinde eczanelerin teker teker kapanmaya başladığını göreceğiz. Küçücük öz sermayesiyle iş çevirmeye çalışan bir sektörde iş yapıyoruz. Üstelik bizler, ilaç danışmanlığı yapıyoruz. Yaklaşık 15 yıldır eczacılar çok büyük fedakarlıklar yaparak bugünlere geldi, ama daha ne kadar direnç gösterebiliriz bilemiyorum. İnsanların Türkiye’nin 30 bin 8noktasında hizmet aldığı bir kurumun çığlıkları neden duyulmaz, neden duymazlıktan gelinir? Günde her eczane 80-100 hastayla ilgileniyor, tüm eczaneler günde 1, 1,5 milyon reçete düzenliyor, bir o kadar da reçetesiz hastanın ihtiyacını karşılıyor. Neden bizi yok sayıyorlar, görmezlikten geliyorlar, anlayamıyoruz. Böylesine özverili çalışan bir eczacı grubu var, diğer taraf ise tüm çağrılara, beklentilerine, mesajlara kayıtsız kalıyor. Bu anlaşılır bir şey değil.”