TÜİK, ocak-nisan dönemini kapsayan 4 aylık süreçte enflasyonu yüzde 13.36 olarak hesapladı. ENAG’ın hesabına göre ise enflasyon, nisanda yüzde 4.46, 4 ayda da yüzde 21.43 oldu. Enflasyondaki artıştan dolayı yılın başında 22 bin 104 TL olarak belirlenen asgari ücretin alım gücü, nisan sonunda TÜİK hesabına göre 19 bin 499 TL’ye, ENAG enflasyonuna göre 18 bin 203 TL’ye düştü. Torbalı’da bulunan Tekstil İşçileri Sendikası (TEKSİF) İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy, asgari ücret değerlendirmesine bulundu.

“ZAM GELMEYECEK, KAYIPLAR TELAFİ EDİLECEK”

Aksoy, yaptığı açıklamada “Asgari ücret ile insanlara bir umut pompalanıyor. Ülkenin gerçekleriyle ilgili hep bir unutturma çabası var ve bu da bunun resmidir. Hep söylüyorum. Asgari ücrete zam gelmeyecek, kayıpları telafi etmeye çalışacaklar. Kısacası, derenin taşıyla deredeki kuşu vurmaya çalışacaklar” dedi.

“ASGARİ ÜCRET 30 BİN TL OLSA DA İNANCIM KALMADI”

Aksoy, asgari ücret beklentisinin kalmadığını dile getirerek “Asgari ücrete yapılacak zamdan daha çok eğitimde sağlıkta ülkenin ne hale geldiği ortada. Asgari ücreti 30 bin TL yapsalar da insani olarak tüm ihtiyaçlarını ve taleplerini gerçekleştirebileceğine dair inancım yok. Asgari ücret tespit komisyonu onların dediği gibi 6 ayda bir toplanmaz. İstediği zaman toplanabilir. Her iş kolun en düşük ücret maaşı tekmil sözleşmesine bağlı olsun. Madem ağalarımız asgari ücrete zam yapamıyor bari onu yapsınlar” diye konuştu.

“VERGİLER ÇALIŞANLARIN SIRTINA YÜKLENDİ”

Halkın yaşadığı gerçekliğin görülmediğini söyleyen Aksoy, işçilerin sırtına kümülatif vergi matrahlarının da bindirildiğini dile getirerek “2018’den sonra ülkemizde rejim değişti. İsterlerse zam yaparlar, istemezlerse yapmazlar. İnsanların özgürlüğü, mahkeme kararları kişilerin iki dudakları arasında. Asgari ücretin alım gücünün 19 bin TL’ye düşmesi, kümülatif vergi matrahlarının yükselmesi de söz konusu. İşçilerin çoğu yüzde 20-25 dilimine girmeye ve sağalmaya başladılar. Sana bu kadar para yeter bu kadarını bana vergi olarak ödeyeceksin, diyorlar. Dolaylı vergilerde her şey alıp başını giderken sağlıklı bir tüketim yok. Ekmek 15 TL, çay 15 TL ve bunların KDV’si var. Yüzde 8’den yüzde 10’a çıktı. Vergiler, çalışanların sırtına, tüm halkın sırtına yüklendi. Halkımızın yaşadığı bu gerçeklikle kimsenin ilgisi yok” ifadelerini kullandı.

“BİZ O KADAR BAĞIRIYORUZ, DUYAN YOK”

Mazot Zamları Dolmuş Ücretlerini Uçurdu! Mazot Zamları Dolmuş Ücretlerini Uçurdu!

Aksoy, sözlerine şöyle devam etti:

“Maliye Bakanı, her OSB ve Büyükşehirlerin giriş çıkışlarına maliye denetçisi koyacağız, dedi. TOBB Başkanı oturduğu yerden sıçradı. Sitemkar konuştu. Biz bu ülkenin en namuslu insanlarının çalışanları olduğunu söylüyoruz, vergilerimizi ödüyoruz. Biz o kadar bağırıyoruz, duyan yok. İki maliye denetçisinin kapıda durum denetim yapacağı söylenince TOBB Başkanı havalara zıplıyor. Bu yapılması gereken zaten.

“KAMUYU ZARARA UĞRATIYORLAR”

Bir ülkenin vatanseverliği nereden ölçülür? O ülkedeki bağımsız yargıdan, kalemi dik duran gazetecilerden ve çalışanların, üreticilerin ve sanayicilerin ödediği düzenli vergiden belli olur. İşverenlere sıra gelince patronlar yerinden sıçrıyor. Olmaz, ayıp diyorlar. Ülkeden vergiler kaçırılıyor. Sendikalı olduğu için yetkilerine itiraz ediliyor. Anayasal haklarını kullandıkları için devlete diyorlar ki, senin verdiği yetki sahtedir diyerek dava açıyor. 2 sene boyunca işçiler direniyor. Anayasal haklarına kavuştukları için tekrar TİS masasına oturuyor, işveren yine kabul etmiyor ve işçiler greve gidiyor. Bugün Digel’de ve Temel Conta’da olduğu gibi. 3 sene boyunca bu insanların maaşlarına zam gelmiyor, vergi ödemeleri otomatik olarak düşük oluyor. İşverenler tarafından SSK primleri düşük yatırılıyor. Mahkemeler ve Çalışma Bakanlığı bununla ilgili niye yaptırım planlamıyor? Maliyenin, onların tabiriyle ‘Beytülmal’ın yok olduğu, çalındığı şeyler bunlar. Kamuyu zarara uğratıyorlar. İşçinin hakkına göz diktikleri için kamunun malına göz dikmiş oluyorlar.”

“KİMSE BİZE EKMEK VERMİYOR, BİZ HAKKIMIZLA KAZANIYORUZ”

İşverenlerin işçiye tavrına değinen Aksoy, “İşverenlerin ayıbı ortadan kaldırılsın. Asgari ücrete zam olsa bir şey olmuyor ki vergiden düşüyorlar. Sonra ‘size ekmek veriyoruz’ diyorlar. Dünyanın en kötü lafıdır bu. Ekmek veriyoruz ne demek? Ekmeğimizi paylaşıyoruz denir, çalıştığımızı paylaşıyoruz. Ekmek tavuğa, kuşa verilir. Kimse bize ekmek vermiyor, biz emeğimizle ve hakkımızla kazanıyoruz” dedi.